HANGİ DOĞUM ŞEKLİ?
Hızlı İçerik
Toggle
NORMAL DOĞUM
Normal süresini dolduran bir gebenin doğum eylemine girmesi doğal bir süreçtir. Bu süreci en iyi şekilde yaşamak için, doktorunuzdan ayrıntılı bilgi almalısınız. Birlikte oturup, isteklerinizi, korkularınızı ve doğumla ilgili merak ettiklerinizi doktorunuza anlatmalı ve o da size bunlarla ilgili ayrıntılı bilgi vermelidir. Ayrıca doğum öncesi gebe hazırlık kursları da size oldukça faydalı olacaktır. Son ay doktorunuz sizi daha sık kontrollere çağıracak hem sizi hem de bebeğinizi kontrol edecektir. Doğuma yakın yapılan bir muayene ile çatı yapınız hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bir mucizeye hazırlanıyorsunuz keyfini çıkarın. Dünyadaki hiçbir şey bu an kadar güzel olmayacak...
Doğumun Başlama İşaretleri Nelerdir?
Son ayına giren tüm gebelerin hastaneye götürecekleri çantalarını hazırlamaları gereklidir. Doğumlar bazen erken bazen de geç olmakla birlikte çoğunlukla 38-40 gebelik haftaları arasında olmaktadır. Doğumun başlangıç işaretleri farklı olabilir:
• Bazı hamilelerde önce sancı (ağrı) başlar. Doğum ağrıları bele ve kasığa vuran, adet sancılarına benzeyen ağrılardır. Bu ağrıların özelliği; düzenli olması, zaman geçtikçe aralarının daha sık, süresinin daha uzun ve şiddetinin daha kuvvetli olmasıdır.
• Bazı hamilelerde sancılar başlamadan su gelişi olur. Bu oldukça endişe ettiricidir. Birden çamaşırlarınızı ve bulunduğunuz yeri ıslatan tazyikli bir su gelişi olur. Bu durum bazen idrar kaçırmakla karıştırılabilir. Su gelişi kordon sarkması gibi ciddi durumlara neden olabileceği için ağrıları beklemeden hastaneye gitmeyi gerektirir.
• Bazı hamilelerde ise kanlı mukuslu bir akıntı gelir. Gebelikte rahim ağzı kanalında oluşan ve vajinadaki bakterilerin bebeğe ulaşmasını önleyen bir mukus tıkaç oluşur. Buna nişan denilir. Doğum yaklaşınca, düzensiz ağrılar ve rahim ağzının genişlemesiyle bu tıkaç kanla birlikte atılır. Nişan gelmesi ile doğum birkaç saat sonrasında başlayabileceği gibi birkaç gün, hatta bazen bir-iki hafta sonra bile başlayabilir. Ağrınız olmasa dahi doktorunuza gitmeniz gerekebilir.
• Nadiren kırmızı kanama gelebilir. Bu durum hemen her zaman önemli bir şeyin habercisidir. Ya plasenta aşağıdadır ya plasenta ayrılmıştır ya da rahim ağzı açılırken yırtılma meydana gelmiştir. Acilen hastaneye gitmek gerekir.
Yalancı Doğum Ağrıları Nedir?
Gebelikte ikinci üç aylık dönemde başlayan ve üçüncü üç aylık dönemde daha sık ve belirgin olan ‘Braxton Hicks kasılmaları’ adı verilen rahim kasılmaları oluşur. Bu kasılmaların özellikleri düzensiz olması, gün içinde belirsiz aralıklarla tekrarlaması, bebek hareketleri ile belirginleşmesi, ağrı hissi oluşturmamasıdır. Tüm gebeler bu kasılmaları hisseder. Çok nadir hamile kadında bu kasılmalar ağrı olarak hissedilir. Bu durumda erken doğum tehdidi açısından doktorunuz tarafından muayene edilmeniz gerekir.
Doğum yaklaştığında bu Braxton Hicks kasılmaları daha sık ve kuvvetli gelmeye başlar. Siz bu kasılmaların doğum sancısı olduğunu düşünebilirsiniz, ancak doktorunuz tarafından muayene olduğunuzda bunun gerçek doğum sancıları olmadığı anlaşılır. Bu duruma ‘Yalancı Doğum Ağrıları’ denir. Yalancı doğum ağrıları, düzensizdir, zamanla kasılmanın sıklık ve şiddetinde artış olmaz. Birlikte nişan veya su gelişi olmaz. Birkaç saat sonra kendiliğinden geçer. Böyle bir ağrınız olduğunda hareket edin, ılık bir duş alın. Eğer bunlar rahatlama sağlıyorsa ağrılar yalancı doğum ağrılarıdır. Ağrılar sıklaşıyor ve şiddeti artıyorsa gerçek doğum ağrılarıdır. Hazırlanıp hastaneye gitmelisiniz.
Doğum Süreci Nasıl Olmaktadır?
Doğum süreci üç evreden oluşmaktadır:
• Birinci evre, rahim ağzının incelmesi ve açılmasın içermektedir. Bu evre her hamile kadında farklı olabilir. Bazılarında birkaç saat sürebilirken bazılarında 1-2 gün sürebilir.
• İkinci evre rahim ağzı tam açıldıktan sonra (10 cm) bebeğin ıkınarak çıktığı evredir.
• Üçüncü evre ise plasentanın çıkış evresidir. Plasenta çıktıktan sonra doğum yolları kontrol edilir varsa yırtıklar, yapıldıysa kesi yeri onarılır.
DOĞUM SONRASI BAKIM
Hamilelik, vücudunuzu beklediğinizden daha fazla değiştirir. Bu nedenle vajinal doğumdan sonra fiziksel ve duygusal olarak birçok şeye hazırlıklı olmalısınız.
Vajinal ağrı
Doğum sırasında vajinal yırtık olduysa veya doktorunuz bir kesi (epizyotomi) yaptıysa, yara birkaç hafta ağrıyabilir. Bu kesinin enfeksiyon kapmaması için düzenli antiseptiklerle temizlenmesi gerekir. Kesi daha fazlaysa iyileşmesi daha uzun sürebilir. İyileşirken rahatsızlığı azaltmak için:
• Yumuşak bir yastığa yan oturun.
• Bölgeyi bir buz torbası ile soğutun veya soğutulmuş bir ped yerleştirin.
• İdrarı çıkarırken perine üzerine (özel bölgeye) ılık su dökmek için bir sıkma şişesi kullanın.
• Ağrınız fazla ise ağrı kesici alın. Gerekirse doktorunuzdan uyuşturucu bir sprey veya krem isteyin.
• Kabızlığı önlemek için dışkı yumuşatıcı veya müshil kullanın.
• Enfeksiyon belirtisi olabilecek şiddetli, kalıcı veya artan ağrı yaşıyorsanız, doktorunuza bildirin.
Vajinal akıntı
Doğumdan sonra, hamilelik sırasında rahminizi kaplayan plasentanın ayrılması ile rahminizin üzerindeki yüzeysel mukoza zarını dökmeye başlayacaksınız. Bu zardan ve kandan oluşan vajinal akıntı birkaç hafta sürer. Akıntı ilk birkaç gün kırmızı ve fazla olacaktır. Daha sonra azalır, giderek sulu hale gelir ve pembemsi kahverengiden sarımsı beyaza değişir.
Aşırı vajinal kanamanız varsa, ateş veya hassasiyet eşlik ediyorsa, mutlaka doktorunuza başvurun.
Kasılmalar
Doğumdan sonraki ilk birkaç gün içinde ara sıra kasılmalar hissedebilirsiniz. Genellikle adet kramplarına benzeyen bu kasılmalar, rahimdeki kan damarlarını sıkıştırarak aşırı kanamanın önlenmesine yardımcı olur. Emzirme sırasında oksitosin hormonunun salınmasına bağlı olarak artçı ağrılar yaygındır. Bu ağrılar doktorunuz tarafından verilen ağrı kesici ile önlenebilir.
İnkontinans (idrar kaçırma)
Hamilelik, doğum eylemi ve vajinal doğum, rahim, mesane ve rektumu destekleyen pelvik taban kaslarınızı gerebilir veya yaralayabilir. Bu hapşırırken, gülerken veya öksürürken birkaç damla idrar kaçırmanıza neden olabilir. Bu sorunlar genellikle haftalar içinde iyileşir ancak uzun vadede devam edebilir.
Bu arada, pelvik taban kaslarınızı güçlendirmek ve mesanenizi (idrar torbanızı) kontrol etmek için pelvik taban kas egzersizleri (Kegel) yapın. Her seferinde üç saniye deneyin, ardından üç saniye dinlenin. Egzersizi günde en az üç kez, arka arkaya 10 ila 15 kez yapmaya çalışın.
Hemoroitler
Bağırsak hareketleri ve dışkılama sırasında ağrı ve makatınızın yakınında şişlik hissederseniz, hemoroit (şişmiş damarlar) gelişmiş olabilir. Hemoroitler iyileşirken rahatsızlığı gidermek için, hemoroit kremi veya fitili kullanabilirsiniz. Ağrı kesici krem veya sprey uygulayabilirsiniz. Günde iki ila üç kez 10-15 dakika sade ılık suda oturma banyosu yapabilirsiniz. Bağırsak hareketlerini düzenli tutmak ve dışkınızı yumuşak tutmak için, lif içeriği yüksek yiyecekler (meyveler, sebzeler ve tam tahıllar dahil) yiyin ve bol su için. Gerekirse, doktorunuzdan dışkı yumuşatıcı ilaç isteyebilirsiniz.
Göğüslerde hassasiyet
Doğumdan birkaç gün sonra, dolgun, sert, hassas, büyümüş göğüsleriniz olabilir. Hassasiyeti ve büyümeyi önlemek veya en aza indirmek için her iki memeyi sık sık emzirmek önerilir. Göğüsleriniz (meme uçlarının etrafındaki koyu renkli halkalar da dahil olmak üzere) doluysa, bebeğiniz emmekte güçlük çekebilir. Bebeğinizin emzirmesine yardımcı olmak için, bebeğinizi beslemeden önce elle veya bir göğüs pompası kullanarak az miktarda anne sütünü sağabilirsiniz, böylece bebeğiniz göğsünüzü daha kolay tutabilir. Memenin rahatsızlığını hafifletmek için, emzirmeden veya sağmadan önce ılık lifler uygulayın veya ılık bir duş alın; bu, bebeğinizin emmesini kolaylaştırabilir. Emzirmiyorsanız sporcu sutyeni gibi destekleyici bir sutyen giyin. Eğer hala yeterince sütünüz geliyorsa, göğüslerinizi pompalamayın veya süt sağmayın, bu da memelerinizin daha fazla süt üretmesine ve daha çok şişmesine neden olur. Bunlara rağmen süt kesilmiyorsa ilaç kullanmalısınız.
Saç dökülmesi ve cilt değişiklikleri
Gebelik sırasında yüksek hormon seviyeleri, saçınızın döküldüğünden daha hızlı uzamasını sağlayabilir. Bunun aksine, doğumdan sonra beş aya kadar yoğun saç dökülmesi yaşarsınız. Doktorunuzdan isteyeceğiniz vitamin destekleri ile bu azaltılmaya çalışılır.
Çatlaklar doğum sonrasında kaybolmaz, ancak kırmızıdan gümüş rengine döner. Hamilelik sırasında koyulaşan cildinizin ve yüzünüzdeki koyu lekelerin doğum sonrası yavaş yavaş solması beklenmektedir.
Ruh hali değişiklikleri
Doğum, karmakarışık güçlü duyguları tetikler. Birçok yeni anne, ‘bebek hüznü’ olarak da adlandırılan, hüzünlü veya endişeli bir dönem yaşar. Belirtiler arasında ruh hali değişimleri, ağlama nöbetleri, endişe ve uyku güçlüğü yer alır. Bebek hüznü, tipik olarak iki hafta içinde azalır. Bu arada kendinize iyi bakın. Duygularınızı paylaşın, eşinizden, sevdiklerinizden veya arkadaşlarınızdan yardım isteyin.
Doğumdan kısa bir süre sonra şiddetli ruh hali değişimleri, iştahsızlık, aşırı yorgunluk ve yaşamda sevinç eksikliği yaşıyorsanız, doğum sonrası depresyon yaşayabilirsiniz. Depresyonda olabileceğinizi düşünüyorsanız, özellikle belirtileriniz kendiliğinden kaybolmuyorsa, bebeğinize bakmakta veya günlük işlerinizi tamamlamakta güçlük çekiyorsanız veya kendinize veya bebeğinize zarar verme düşünceleriniz varsa, mutlaka doktorunuza başvurun.
Kilo kaybı
Doğum yaptıktan sonra hala hamile gibi görünebilirsiniz. Bu normal bir durum. Çoğu kadın doğum sırasında bebeğin ağırlığı, plasenta ve amniyon sıvısı dahil 5-6 kilo verir. Doğumdan sonraki günlerde vücuttaki fazla sıvılardan da kurtulursunuz ve biraz daha kilo kaybedersiniz. Bundan sonra, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz, hamilelik öncesi kilonuza kademeli olarak geri dönmenize yardımcı olabilir.
Doğum sonrası kontrol
Doğum yapmakla işiniz bitmemiştir, doğum sonrası bakıma devam etmelisiniz. İlk kontrole 5-7 gün içinde gittikten sonra doktorunuzun sizi çağıracağı sıklıkla doğum sonrası muayenelerinize gitmeniz gerekmektedir. Doğumdan sonraki 6-8. haftada kapsamlı bir muayene olmanız gerekmektedir.
Bu randevu sırasında, doktorunuz ruh halinizi ve duygusal sağlığınızı kontrol edecek ve fizik muayenenizi yapacaktır. Size doğum kontrolü ve doğum aralıkları hakkında bilgi verecektir. Fizik muayeneniz, tamamen iyileşip iyileşmediğinizi anlamak için karın, vajina, rahim ağzı ve rahminizin kontrolünü içerebilir. Bu arada doktorunuz, cinsel aktiviteye yeniden ne zaman başlanabileceği konusunda da bilgi verecektir. Bu muayene kafanıza takılan durumlar hakkında konuşmak için harika bir zamandır.
EPİDURAL NORMAL DOĞUM
Epidural doğum, epidural anestezi ile doğum ağrılarının tatmin edici şekilde azaltılmasıyla gerçekleştirilen bir normal doğum şeklidir. Bazen hiç ağrı hissedilmeyebilir. Bu nedenle halk arasında ağrısız doğum veya prenses doğum olarak da adlandırılır.
Epidural anestezi, doğum sırasında kullanılabilen bölgesel bir ağrı kesici yöntemdir. Sırtınızın alt kısmındaki omurilik kemiklerinizin arasından bir iğne vasıtasıyla girilerek, epidural boşluğa (ki bu boşluk, omurga kemiğinin içinde bulunan spinal sinirleri örten zarın dışında kalan bir boşluktur) ince bir kateter (sıvı akışını sağlayan çok ince bir boru) yerleştirilir. Bu kateter yoluyla enjekte edilen anestezik (ağrı kesici madde) madde doğum ağrılarınızın azalmasını sağlar. Doğum sonuna kadar kalan epidural kateterden ağrılarınız fazlalaştıkça tekrar anestezik madde verilebilir. Böylece ağrılar sizi çok yormaz ve rahim açılıp ıkınmanız gerektiğinde yeterince gücünüz olur. Kullanılan anestezik türüne bağlı olarak ilacın etkili olması yaklaşık bir ila 15 dakika sürer. Doktorunuz doğum sırasında epidural anestezi istemek için en iyi zamanı sizinle görüşecektir. Belinizden büyük bir ameliyat geçirdiyseniz, kan pıhtılaşma faktörleriniz düşükse, belinizde enfeksiyon varsa veya kan sulandırıcı ilacı kullandıktan sonra yeterince zaman geçmediyse epidural anestezi olamayabilirsiniz.
Artıları
Epidural anestezi, doğumu önemli ölçüde yavaşlatmadan alt vücuttaki çoğu ağrıyı hafifletir. Uyanık kalırsınız, ancak doğum sırasında yine de bebeğin başına ait baskı ve biraz gerginlik hissedebilirsiniz.
Eksileri
En kötü eksisi, yetersiz veya başarısız bir epidural anestezi yaşayabilmenizdir. Bu nedenle epidural anestezi olduğunuz halde ağrıları hissedersiniz. Bunun dışında sırtınızda ateş veya kaşıntı geliştirebilir veya doğum sonrası ağrı hissedebilirsiniz. Nadiren kötü bir baş ağrınız olabilir.
VAKUM YARDIMLI DOĞUM
Vakum yardımlı doğum, nadiren vajinal doğum sırasında yapılan bir işlemdir. Vajinal doğum sırasında, doktor, bebeği doğum kanalından çıkarmaya yardımcı olmak için bebeğin kafasına vakum (saplı ve vakum pompalı yumuşak veya sert bir kap) uygular. Vakum, tipik olarak kasılma sırasında anne ıkınarak bebeği iterken yapılır.
Doktorunuz, doğum eyleminin ilerlememesi durumunda, bebeğin sağlığının acil bir doğuma bağlı olduğu ve sezaryen için vakit olmadığı durumda bebeğin acil çıkarılması için vakum doğumu tercih edebilir. Ancak bu uygulama hem anne hem de bebek için yaralanma riski taşıdığından öncelikli olarak sezaryen tercih edilmektedir.
Doktorunuz aşağıdaki durumlarda vakum uygulamayı önerebilir:
• Yeterince bebeği itiyorsunuz ama doğum ilerlemiyor. Belli bir süre sonra ilerleme kaydedemezseniz doğum eyleminin uzadığı kabul edilir.
• Bebeğinizin kalp atışı sorun olduğunu gösteriyor, bebeğinizin kalp atışındaki değişiklikler endişe ettiriyor ve acil doğum gerekiyorsa, vakum yardımlı vajinal doğum önerebilir.
• Bir sağlık sorununuz varsa (kalbin aort kapağının daralması gibi) doktorunuz ittiğiniz süreyi kısaltmak için vakum yardımlı vajinal doğum önerir.
Vakum yardımlı doğumun riskleri nelerdir?
Vakumla doğum hem anne hem de bebek için yaralanma riski oluşturur.
Sizin için olası riskler şunları içerir:
• Doğumdan sonra perine ağrısı (vajinanız ve anüsünüz arasındaki doku)
• Alt genital sistem yırtıkları
• Kısa süreli idrar yapma veya idrarı boşaltma zorluğu
• Kısa süreli veya uzun süreli idrar veya dışkı kaçırma (istemsiz idrara çıkma veya dışkılama)
Bu risklerin çoğu normal vajinal doğumla da oluşabilir ama vakum uygulanan doğumlarda risk daha fazladır.
Bebeğiniz için olası riskler şunları içerir:
• Kafa derisi yaraları
• Baş doğduktan sonra bebeğin omzunun sıkışması riski daha yüksektir (omuz distosisi)
• Kafatası kırığı
• Kafatasının içinde kanama
Vakumla çekildikten sonra ciddi bebek yaralanmaları nadirdir!
Vakum uygulanması her zaman başarılı değildir. Doktorunuz bebeğinizi vakumdan yardım alarak güvenli bir şekilde doğurtamazsa, sizi sezaryen doğuma alır.
İşlemden sonra; doktorunuz sizi vakumun neden olduğu herhangi bir yaralanma açısından muayene edecektir. Herhangi bir yırtık varsa tamir edecektir. Epizyotomiyi onaracaktır.
Ayrıca bebeğiniz vakum uygulamasının neden olabileceği yan etkiler açısından çocuk doktoru tarafından izlenecektir.
SEZARYEN DOĞUM
Sezaryen doğum, bebeğinizi doğurtmak için kullanılan cerrahi doğum şeklidir. Ağrıyı önlemek için genellikle lokal anestezi yapılır. Nadiren genel anestezi de uygulanabilir. Önce alt karın bölgesine, daha sonra rahime kesi yapılarak bebeğiniz doğurtulur. Sezaryen doğum sırasında tüp ligasyonu (kalıcı bir doğum kontrol şekli), kist ve miyom alınması gibi diğer cerrahi işlemler de gerçekleştirilebilir.
Sezaryen doğumlar, doğum öncesinde veya sırasında ortaya çıkan, anneye veya bebeğe ait sorunlar nedeniyle yapılabilir. Eğer doğum gerçekleşmeden önce herhangi bir nedene bağlı sezaryen gerekiyorsa doğum önceden planlanıp programlanabilir. Türkiye’de doğumların %51 kadarı sezaryen ile gerçekleşir.
Sezaryen doğum nedenleri
Normal doğum için yatırılan bazı hamile kadınlar, sonunda sezaryenle doğum yaptırılmak zorunda kalınacaktır. Aşağıda sezaryene ihtiyaç duyulabilecek bazı nedenler mevcuttur:
• Doğum eylemi gerektiği gibi ilerlemiyorsa. Kasılmalar yani ağrılar çok zayıfsa, bebek
iriyse, pelvis (çatı) küçükse veya bebek anormal bir pozisyondaysa bu durum meydana gelebilir. Bir kadının doğumu normal bir şekilde ilerlemiyorsa, çoğu durumda, kasılmaların birkaç saat için yeterli hale gelmesi için ilaçlarla (oksitosin: sunni sancı) tedavi yapılır. Doğum eylemi birkaç saat sonra hala ilerlemiyorsa, sezaryen doğum önerilebilir.
• Bebeğin kalp atış hızı, doğumu tolere edemiyorsa (fetal sıkıntı)
• Bebek yan veya makat pozisyonundaysa
• Ağır vajinal kanama varsa. Bebek doğmadan önce plasentası rahimden ayrılırsa
Bu durum meydana gelebilir (buna plasental abrupsiyon veya dekolman plasenta denir).
• Sezaryen gerekmediği halde anne adayının istediği için yapılan sezaryen doğumlar
(Anne isteğine bağlı sezaryen doğumlar olarak adlandırılır).
• Anne daha önce sezaryenle doğum yapmış veya rahmi kesilerek başka bir ameliyat geçirmişse.
• Büyük miyomlar, kistler veya pelvik kırık gibi vajinal doğumu engelleyebilecek veya zorlaştırabilecek bazı mekanik tıkanıklıklar varsa.
• Bebek alışılmadık derecede büyükse ve özellikle annenin diyabeti varsa.
• Annenin, vajinal doğum sırasında bebeğe bulaşabilen, herpes, HPV veya HIV gibi aktif bir enfeksiyonu varsa.
• Çoğul gebelik varsa (ikizler, üçüzler veya daha fazlası).
• Kadının rahim ağzı kanseri varsa.
• Bebeğin kanama riski artmışsa.
• Plasenta rahim ağzını kaplıyorsa (plasenta previa olarak adlandırılır).
• Belirli bazı durumlarda ise tercih edilen doğum yöntemi hakkında bazı tartışmalar vardır. Bunlar, spina bifida ve fetal abdominal duvar defektleri gibi bazı doğum kusurlarını ve bazı anneye ait tıbbi problemleri (tüp bebek ile gebe kalma, kan sulandırıcı iğne kullanma, epilepsi vs) içerir.
Sezaryen doğum planlamasındaki en önemli faktörlerden biri bebeğin doğuma hazır olduğundan emin olmaktır. Genel olarak, problemli olmayan tekil gebeliklerde sezaryen doğumlar gebeliğin 39. haftasından önce planlanmamaktadır. Ancak yolunda gitmeyen bir durum varsa, sezaryenin 39 haftadan önce planlandığı durumlar da var.
Sezaryen öncesi yapılması gerekenler nelerdir?
• Planlanan ameliyattan önce mevcut çeşitli anestezi türlerini ve bunların her birinin risklerini ve faydalarını tartışmak için bir anestezi uzmanı ile görüşmeniz gerekecektir.
• Ameliyattan 5-6 saat önce tüm yiyecek ve içecekleri kesmeniz gerekir.
• Ameliyata girmeden önce sağlığınız ile ilgili bazı tahlilleriniz yapılmalıdır.
Planlı sezaryenin avantajları nelerdir?
Planlı sezaryen doğumun avantajları şunları içerir:
• Ebeveynlerin bebeğin tam olarak ne zaman doğacağını bilmelerini sağlar, bu da iş, çocuk bakımı ve evde yardımla ilgili sorunları çözmeyi kolaylaştırır.
• Doğumda anne ve bebek için olası bazı komplikasyonları ve riskleri en aza indirir.
• Doğumunuzda takip olduğunuz kadın doğum uzmanınız doğum için hazır bulunur.
• Doğumun ne zaman olacağı ve ne kadar süreceği gibi bilinmeyenler olmaz.
Sezaryene bağlı riskler nelerdir?
Sezaryenle doğum sonuçta ameliyattır ve anestezi içerir. Bu nedenle, vajinal doğuma kıyasla bazı dezavantajlar vardır.
• Sezaryenle doğum, vajinal doğuma göre karın organlarında (mesane, bağırsak, kan damarları) yaralanma, enfeksiyon (yara yeri, rahim, idrar yolu) ve tromboembolik (kan pıhtılaşması) komplikasyonların daha yüksek oranı ile ilişkilidir.
• Sezaryen ameliyatı, doğum salonunda anne-bebek etkileşimine olumsuz etki edebilir.
• İyileşme vajinal doğumdan daha uzun sürer.
• Sezaryen doğum, sonraki gebeliklerde plasentanın rahime anormal bir şekilde yapışması riskiyle ilişkilidir ve bu da ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
• Bebeği doğurtmak için rahimin kesilmesi rahimi zayıflatır ve gelecekteki hamilelikte uterus rüptürü (rahimin yırtılması) riskini artırır. Bu risk küçüktür ve rahim kesisinin tipine bağlıdır.
• Sezaryen doğumda, bebekle ilgili en önemli risk, bebeğin annenin doğum kanalından sıkışarak gelmediği için yaşayabileceği geçici solunum problemleridir. Çünkü bebek anne karnında iken akciğerleri amnion sıvısı ile doludur. Doğum yolundan sıkışarak geldiğinde akciğerlerini dolduran bu sıvı kolayca atılır, ancak sezaryen doğumda böyle bir sıkışma olmadığı için amnion sıvısının boşalması ve emilimi daha zor olabilir.
Enfeksiyon: Postoperatif uterin enfeksiyon (endometrit) riski, doğumun başlayıp başlamadığı ve fetal zarların yırtılmış olup olmadığı gibi çeşitli faktörlere göre değişir. Endometrit antibiyotiklerle tedavi edilir.
Yara enfeksiyonu ortaya çıkarsa, genellikle ameliyattan dört ila yedi gün sonra gelişir, ancak bazen ilk veya iki gün içinde ortaya çıkar. Antibiyotiklere ek olarak, yara enfeksiyonları bazen drenajı sağlamak için yarayı açarak ve gerekirse enfekte doku çıkararak tedavi edilir.
Kanama: Sezaryen doğum yapan tüm kadınların yüzde 1-2’sinde kanama (aşırı kanama) nedeniyle kan transfüzyonu gerekir. Kanama genellikle rahimin kasılmasını sağlayan ilaçlarla durmaktadır. Nadir durumlarda, diğer tüm önlemler kanamayı durdurmadığında, histerektomi (rahimin cerrahi olarak çıkarılması) gerekebilir.
Pelvik organlarda yaralanma: Mesane (idrar torbası) veya bağırsak yaralanmaları, sezaryen doğumlarının yaklaşık yüzde 1’inde görülebilir. İlgili uzmanların operasyona dahil olup organ onarımı yapması gerekir.
Kan pıhtılaşması: Kadınlar, hamilelik sırasında ve özellikle doğum sonrası dönemde bacaklarda (derin ven trombozu veya DVT) veya akciğerlerde (pulmoner emboli) kan pıhtıları geliştirme riski altındadır. Sezaryenle doğumdan sonra bu risk daha da artar. Ameliyat sırasında ve sonrasında bacakları nazikçe sıkıştıran varis çorapları riski azaltılabilir. Kan pıhtılaşma riski yüksek olan kadınlara, kan pıhtılaşması riskini azaltmak için bir antikoagülan (kan sulandırıcı) ilaç verilebilir.
Sezaryen sırasındaki anestezi nasıl yapılır?
Sezaryen doğum sırasında kullanılan iki tür anestezi vardır: bölgesel (lokal) ve daha az yaygın olarak genel. Planlı bir sezaryen doğum için genellikle bölgesel anestezi yapılır. Anestezi uzmanı ile görüştüğünüzde, size anestezi hakkında özel sorular sorar ve önerilen anestezi tipini etkileyebilecek herhangi bir tıbbi sorununuzun olup olmadığını araştırır.
Epidural ve spinal anestezide, anestezik ilaç omurganın yakınına enjekte edilir, bu da karın ve bacakları uyuşturarak ameliyatın ağrısız olmasını sağlarken annenin uyanık kalmasına izin verir. Böylece anne doğumu deneyimler ve bebekle anında iletişim kurar. Ayrıca genel anesteziye göre daha güvenlidir
Artık sezaryen için nadiren kullanılan genel anestezide, anne işlem sırasında uyanık veya farkında olmayacağı gibi, anneye verilen ilaçların bebeği etkilemesi nedeniyle bölgesel anesteziye göre daha fazla yan etki riski taşır.
Anestezi verildikten sonra, ameliyat sırasında idrarın dışarı atılmasını sağlamak ve mesanenin (idrar torbasının) yaralanma olasılığını azaltmak için mesaneye bir sonda yerleştirilir. Sonda genellikle ayağa kalktıktan sonra çıkarılır.
Sezaryende cilt kesisi nasıl yapılır?
İki çeşit kesi türü vardır: yatay (enine veya "bikini çizgisi") ve dikey (orta hat). Çoğu kadın, kasık kıl çizgisinin 1 ila 3cm yukarısında yapılan enine bir cilt kesiğine sahiptir. Bu tür bir kesiğin avantajları, ameliyat sonrası daha az ağrı, daha hızlı iyileşme ve iyileşme sırasında yaranın ayrılma şansının daha düşük olmasıdır.
Karnın orta hattında yapılan dikey ("yukarı ve aşağı") cilt kesisi çok nadir yapılır ve rahime daha hızlı ve rahat erişim sağlamak için uygulanır (örneğin, bebek sıkıntı içindeyse veya kadın aşırı kanıyorsa).
Cilt kesisi genellikle emilebilir dikişlerle kapatılır. Genellikle estetik dediğimiz gizli dikiştir ve vücut tarafından emilir, böylece alınmasına gerek kalmaz.
Ameliyat sonrası bakım nasıl olmaktadır?
• Ameliyat tamamlandıktan sonra serviste takibe alınırsınız. Ağrı tedavisi, başlangıçta damar yolundan ve kas içine daha sonra ağızdan ilaçlarla yapılır. Bu arada enfeksiyon kapmamanız için antibiyotik tedavisi verilir.
• Lokal anestezinin etkileri, genellikle ameliyattan sonraki bir ila üç saat içinde geçer. Bundan sonra doktorunuzun isteğine göre 3-5 saat içinde beslenmenize başlatılır. Önce sıvı gıdalar tüketmeye başlarsınız.
• Genellikle operasyondan 5 saat sonra ayağa kalkmanız ve sık sık yürümeniz önerilmektedir.
• Emzirme genellikle doğumdan sonra herhangi bir zamanda (mümkün olan en kısa zamanda) başlayabilir. Doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde bir çocuk doktoru da bebeğinizi muayene edip size bilgi verir.
• Genellikle doğumdan 24-48 saat sonra size ayrıntılı bilgi verilerek taburculuğunuz yapılır. Taburcu olduktan sonra doktorunuzun bildireceği sıklıkta takibe çağrılırsınız.
• Karındaki sezaryen kesiniz birkaç hafta içinde iyileşecektir. Bu süre zarfında kesi yeri etrafındaki deride hafif kramp, morarma, kesi ağrısı ve uyuşma olabilir. Çoğunlukla doğum sonrası altı hafta içinde kendinizi iyi hissedeceksiniz, ancak kesi çevresindeki uyuşma, ara sıra ağrı ve sancıları birkaç ay daha hissedebilirsiniz.
• Eve gittikten sonra ateşiniz yükselirse (38ºC'den yüksek ateş), ağrı veya kanama artarsa veya başka bir problem yaşarsanız doktorunuzla bağlantıya geçmelisiniz.
GEBELİK HAKKINDA
- GEBELİK DÜŞÜNÜYORUM NE YAPMALIYIM
- HAFTA HAFTA BEBEĞİM NASIL GELİŞİYOR?
- GEBELİKTE KİLO ALIMI VE DİYET NASIL OLMALI?
- GEBELİKTE SIK MERAK EDİLEN KONULAR NELERDİR?
- GEBELİKTE YAPILAN GENETİK TARAMA TESTLERİ NELERDİR?
- GEBELİKTE YAPILAN DETAYLI ULTRASONOGRAFİ NEDİR?
- AMNİYOSENTEZ NEDİR, NEDEN YAPILIR?
- HANGİ DOĞUM ŞEKLİ?