Kadınlarda İnfertilite Değerlendirmesi Nasıl Yapılır?

Kadın infertilite değerlendirilmesi, genellikle tıbbi öz geçmiş, kapsamlı bir fizik muayene ve bazı ön testleri içerir. Çeşitli daha ayrıntılı testler mevcut olsa da, tüm bu testlerin yaptırılması gerekli olmayabilir. 

Tıbbi geçmiş: Bir kadının geçmiş sağlığı ve tıbbi geçmişi kısırlığın nedeni hakkında bazı ipuçları sağlayabilir. Çocukluk ve ergenlik gelişimi; adet döngüsü; cinsel geçmiş; hastalıklar ve enfeksiyonlar; ameliyatlar; kullanılan ilaçlar; belirli çevresel ajanlara maruz kalma (alkol, radyasyon, steroidler, kemoterapi ve toksik kimyasallar); ve önceki tüm gebelikler ve tedavi denemeleri önemli ipuçları sağlar.

Adet öyküsünde; amenore (adet dönemlerinin olmaması) genellikle kısırlığa neden olabilen yumurtlamanın yokluğuna işaret eder. Oligomenore (düzensiz uzun aralıklarla olan adet döngüleri) düzensiz ya da hiç yumurtlama olmamasının belirtisi olabilir. Oligomenore gebeliği imkansız hale getirmese de, gebe kalma yeteneğini bozabilir. 

Fizik muayene: Fizik muayene genellikle, hormon eksikliği veya fazlalığının (yüz kılı gibi) veya doğurganlığı bozabilecek diğer koşulların belirtilerine özel dikkat gösterilerek yapılan genel bir muayeneyi içerir. Ayrıca, üreme sistemi anormalliklerini ve enfeksiyonları etkileyebilen bir pelvik muayene yapılır. 

Kan testleri: Kan testleri, kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, şeker düzeyleri gibi kadın sağlığını inceleyen genel testler yanında, doğurganlıkta rol oynayan hormon seviyelerinin araştırılmasını da içerir. Kadınlarda anahtar hormonlar hipotalamus, hipofiz bezi ve yumurtalıklar tarafından üretilir. Bu hormonlar, yumurtalıkların ne kadar iyi çalıştığını değerlendirmek için folikül uyarıcı hormon (FSH), estradiol ve antimullerian hormon (AMH) seviyesini; tiroid fonksiyonunu test etmek için TSH'yi ve süt hormonunu değerlendirmek için prolaktini içerebilir.

Ayrıca yumurtlamayı test etmek için luteinize edici hormon (LH) seviyeleri önemlidir. Bu hormon yumurtlamadan yaklaşık 38 saat önce başlayarak aniden yükselir. Bu hormon dalgalanması, reçetesiz satılan ve evde yapılabilen bir idrar testi kullanılarak tespit edilebilir. Böylece yumurtlama ve buna uyumlu ilişki zamanlaması yapılabilir. Ancak bu test, hormon dalgalanmasını yaklaşık yüzde 15 oranında tespit edemez. Bu nedenle, yumurtlamayı doğrulamak için yumurtlama takibi ve kanda progesteron hormonu testi önerilebilir. Progesteron hormonunun kan seviyeleri, yumurtlamanın daha doğru bir göstergesidir. Normalde, progesteron seviyeleri yumurtlamadan yaklaşık bir hafta sonra yükselir. Progesteron düzeyini ölçmek için test, hasta düzenli adet oluyorsa, genellikle adet döneminin ilk gününden itibaren 20 ila 24 gün sonra yapılır.

Bazal vücut ısısı takibi, yumurtlamanın olup olmadığını belirlemek için daha önce önerilen basit bir yöntemdir. Bazal vücut ısısının takibi, sabah yataktan kalkmadan önce vücut ısısının ölçülmesi ve kaydedilmesi ile yapılır. Bir kadının vücut ısısı genellikle yumurtlamadan sonra 0.5ºc ile 1.0ºc arasında yükselir. Ama, bazal vücut ısısı takiplerinin yorumlanması zor olabilir. Bu nedenle kısırlığın değerlendirilmesinde genellikle tavsiye edilmez.

Rahim ve fallop tüplerini değerlendirmek için yapılan testler: Kısırlığa katkıda bulunabilecek uterus (rahim) anormallikleri; uterus septumu (rahim boşluğunu bölen bir doku) gibi konjenital yapısal anomaliler, myomlar, polipler ve jinekolojik prosedürlerden kaynaklanabilecek yapışıklıklar gibi anormallikleri içerir.

Pelvik enflamatuar hastalık (rahim ve/veya yumurtalık iltihabı), endometriozis, abdominal enfeksiyon veya cerrahiden kaynaklanan pelvik adezyonların (yapışıklıklar) bir sonucu olarak fallop tüplerinde tıkanma meydana gelebilir.

  1. Pelvik ultrason: Transvajinal ultrasonda vajinaya küçük bir ultrason probu yerleştirilir. Bu, rahim ve yumurtalıkların karından yapılan ultrasona göre daha net bir görüntüsünü sağlar. Hastanın sakinleştirilmesini veya anestezi verilmesini gerektirmez ve hiç riski yoktur. Rahim ve yumurtalıkların büyüklüğünü ve şeklini ölçmek ve miyom veya yumurtalık kisti gibi yapısal anormallikler olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Anormallikler görülürse, daha fazla test yapılması gerekebilir.
  2. Sonohisterografi: Steril salinin rahim boşluğuna servikal açıklıktan yerleştirilen küçük bir kateter yoluyla infüzyonu, transvajinal ultrason sırasında uterus içinin görselleştirilmesini artırır.
  3. Histerosalpingografi (hsg, rahim filmi):Rahim ve fallop tüplerinin yapısal anormalliklerini tanımlamaya yardımcı olmak için kullanılır. Rahim ağzından uterusa küçük bir kateter yerleştirilmesini içerir. Kateterden röntgende görülebilen bir opak sıvı enjekte edilerek rahim ve fallop tüpleri doldurulur. Sıvı enjekte edildikten sonra bir röntgen çekilir ve rahim ve tüplerin ana hatlarını gösterir. Röntgende anormal şekilli bir rahim veya tıkalı fallop tüpü görülebilir. Test, kadın hafif anestezi verilerek, röntgen masasında yatarken yapılır. Çoğu kadın, sıvı enjekte edildiğinde orta ila şiddetli pelvik kramplar yaşar, ancak bu genellikle 5 ila 10 dakika sonra düzelir. Test genellikle adet döneminden hemen sonraki günlerde, yumurtlama olmadan önce yapılır.

  4. Histeroskopi: Uterusun iç yüzeyini ve fallop tüplerinin uterusa girdiği yerleri doğrudan görselleştirmek için bir ışık kaynağı içeren küçük bir tüpün rahim ağzından uterusa yerleştirilmesiyle yapılır. Rahmi genişletmek ve rahmin içinin görülmesini sağlamak için sıvı enjekte edilir. Histeroskopi genellikle öykü, histerosalpingografi veya ultrasona dayanarak anormal bir uterusu olduğu düşünülen kadınlarda yapılır. Histeroskopik cerrahi gerekirse, bu genellikle bölgesel anestezi (epidural veya spinal) veya genel anestezi ile ameliyathanede yapılır.
  5. Laparoskopi: Laparoskopisırasında, ince, ışıklı bir tüp, karındaki küçük bir kesiden sokularak, uterus, yumurtalıklar ve fallop tüplerinin görülmesini sağlar. Laparoskopi hastanın genel anestezi almasını gerektirir; hasta aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir.

Laparoskopi, fallop tüplerindeki hasar ve tıkanıklığı, endometriozu ve pelvik yapıların diğer anormalliklerini tespit edebilir. Endometriozis veya pelvik yapışıklıkların teşhisi için en iyi testtir. Dahası, endometriozis laparoskopi sırasında tedavi edilebilir ve bu, endometriozisi olan infertiliteye sahip kadınlarda gebelik oranlarının iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Bununla birlikte, kısırlığın değerlendirilmesi sırasında laparoskopi rutin olarak yapılmamaktadır.

Genetik testler: Genetik veya kromozomal anormalliklerin kısırlığa katkıda bulunduğuna dair bir şüphe varsa, genetik test önerilebilir. Bu testler genellikle değerlendirme için laboratuvara gönderilen küçük bir kan örneğini gerektirir.

Genetik danışmanlık, genellikle bir çifti ebeveynden çocuğa bulaşma olasılığı, anormalliğin olası etkisi ve ebeveynden çocuğa bulaşmayı önlemek için mevcut tedaviler hakkında eğitmek için önerilir.